Federal Vergi Servisi, vergicilerin, işadamlarını gerçek kişilerden, gerçek kişileri de işadamlarından ayırmalarını sağlayacak olan açıklamalarda bulunmuştur.
Vergi servisinin önerileri, faaliyetlerin yeniden sınıflandırılması ile ilgili mahkeme pratiğine dayanmaktadır.
Bu konularda müfettişler, gerçek kişinin, mülklerini kullanma ve ticari faaliyetlerini gerçekleştirme hakkı arasındaki sınırlamayı bulmakla yükümlüdürler. Bundan dolayı, tüm durumları incelemek ve ilişkilendirmek gerekmektedir.
İşadamının ana hedefi – sistematik olarak kar elde etmektir. Bunun için ek giderlerin oluşumuna hazırdır, örneğin reklam giderleri.
Bunun dışında, gerçek kişiler kendileri için satın almış oldukları mülkiyeti kişisel amaçları için kullanmaktadırlar, işadamlarının öyle bir imkanı yoktur.
Eğer vergiciler, gerçek kişinin, registresiz bireysel girişimcilik faaliyetlerini yürüttüğü kararına varırlarsa, genel sistem doğrultusunda ek vergiler hesaplarlar. Ancak, eğer gerçek kişinin faaliyetlerinde Medeni Kanunun 2. maddesindeki özelliklere uygun belirtiler bulunmuyorsa, girişimcilik faaliyeti gerçekleştirdiğini iddia edemezler. Vatandaşların pasif gelirleri işbu açıklamaya uymamaktadır, örneğin temettü, mevduat ve kredi faizleri şeklinde.
Mülkiyetin kiraya verilmesi bile, eğer öncelikle şahsi kullanım için satın alınmış ise, girişimcilik faaliyetlerinin gerçekleştirildiğini göstermemektedir.
Bunun dışında, eğer satılan malın miktarı, hizmetlerin hacmi karın kaynaktan sürekli olarak elde edildiğini göstermiyor ise, vergiciler, tek seferlik ticari işlemleri hesaba almamalıdırlar.
(Federal Vergi Servisi’ nin 07.05.2019 tarihli ve SА-4-7/8614@ numaralı ‘Gerçek kişilerin bireysel girişimci olarak sınıflandırılması ile ilgili tartışmalar hakkında’ mektubu)
11.06.2019